27 yıllık meslek hayatımda hep şunu söylemişimdir “benim çocuk üroloğu olmamda ki en büyük nedenlerden biri hipospadias ameliyatlarıdır”. Çünkü çocuk cerrahisi eğitim yıllarımda en keyif aldığım ameliyatlar hipospadias ameliyatları idi. Hala da, en basit hipospadias ameliyatında bile aynı keyfi almaktayım. Bana göre özellikle ağır formları, gerçek rekonstrüksiyon cerrahilerinden biridir.
Kişisel olarak toplamda 1500 hipospadias ameliyatına yaklaştım. Her zaman daha az komplikasyon nasıl olur, nasıl daha fazla estetik olur diye düşündüm ve bu sorunların üzerine gitmeye çalıştım. Bu yüzden de çocuk ürolojisi hayatımda, hipospadias üzerine olan çalışmalar önemli bir yer tutmaktadır.
Tıp dilinde hipospadias olarak adlandırdığımız hastalık, halk arasında doğuştan sünnetli, yarım sünnetli veya peygamber sünneti olarak geçmektedir. Görülme sıklığı 250 doğumda 1 veya 125 canlı erkek doğumda 0.8'dir.
Hipospadias; idrar deliğinin (üretra), sünnet derisinin ve penis ön yüzünün bozukluğu olarak tanımlanabilir. Hipospadiasa, klinik tabloyu ve ameliyatın başarısını çok etkileyen kordi anomalisi de eşlik eder. Kordi; ereksiyon halinde penisin öne doğru eğriliğidir. Bazen ağır kordiler, ağır hipospadiaslı yenidoğan olgularının dış genitalyasının belirsiz olmasında rol oynar (Detaylı bilgi için “Cinsiyet Gelişim Bozukluğu” bölümüne bakınız).
Neden olduğu tam olarak bilinmemekle beraber birçok faktör olduğu düşünülmektedir. Ailede hipospadias varsa % 10 genetik geçiş vardır. Bunların dışında hormonal yetersizlik, çevre kirliği, genetiğimiz etkileyen her türlü madde hipospadias oluşumunda rol oynamaktadır. Vakaların çoğunda, hipospadias, altta yatan neden olmaksızın, kendiliğinden gelişir. Genel olarak, hipospadias ne kadar şiddetli ise, altta yatan bir sebep tanımlanabilir.
Hipospadias idrar deliğinin yerine göre; anterior veya distal (glandüler, koronal, subkoronal), orta (midpenil), posterior veya proksimal (posterior penil, penoscrotal, skrotal, perineal) sınıflandırılabilir. En yaygın subkoronal pozisyondur. Proksimal hipospadaslı hasta grubu şiddetli (ağır) vakalar olarak kabul edilir.
Hipospadiasa eşlik eden en yaygın anomaliler; inmemiş testis, kasık fıtığı ve böbrek anomalileridir. Bu sek anomalilerin görülme oranı % 10-15 arasındadır. O yüzden hipospadiaslı hastalardan böbrek ultrasonu istenir. Hipospadiaslı bir çocukta bir veya her iki testis ele gelmiyorsa doktorlar bir “Cinsiyet Gelişim Bozukluğu” olasılığından şüphelenirler (Detaylı bilgi için “Cinsiyet Gelişim Bozukluğu” bölümüne bakınız”).
Hipospadiasın tek tedavisi cerrahidir. Şu ana kadar 300’den fazla ameliyat tekniği tarif edilmiştir. Ameliyat için önerilen yaş 6 ay – 18 ay arasıdır. Hafif ve orta dereceli olanlarda tek seans, ağır olgularda iki seanslı ameliyat teknikleri uygulanmaktadır. İki aşamalı ameliyatlarda sünnet derisi kullanıldığından hipospadiaslı hastalar asla sünnet edilmemelidir.
Hipospadias ameliyatının amacı, normal yerleşimli bir idrar deliği oluşturarak fonksiyonel ve anatomik olarak düzgün bir penis elde etmektir. Ameliyatın sonucunda cinsel ilişki için düz penis, penis ucuna taşınmış idrar deliği, ayakta iken hastanın sorunsuz idrar boşaltması, normal kalınlıkta bir idrar deliği oluşturulmasıdır. Bunları yaparken de mümkün olduğunca az komplikasyon yapılması beklenmektedir.
Orta dereceli olanlarda %10, ağır dereceli olanlarda % 50 komplikasyon oranı belirtilmiştir. Bu yüzden bu konu üzerinde uzmanlaşmış çocuk ürologları ya da çocuk cerrahlarına başvurulması gereklidir.
Hipospadiaslı hastaların % 5-10’unda sünnet derisi tamdır. Bu grup “megameatus intact prepisium” olarak adlandırılır. Genellikle bu çocuklar sünnet sırasında tanı alırlar. Bu yüzden sünnet yaptırılmak istenen çocukların sünnet öncesi mutlaka konu ile ilgili bir uzman tarafından muayene edilmesi gerekmektedir.