Gündüz İdrar Kaçırma ve Yatak Islatmanın Çocuklarda Psikolojik Etkileri Nelerdir?
Çocuklarda psikolojik ya da psikiyatrik bozukluklar idrar kaçırma durumlarında çok sık suçlanmakta ve altını ıslatan çocuklarda sosyal çevreye uyum sağlamakta zorlanmaktadırlar. Bununla birlikte altını ıslatan çocuklarda davranış bozuklukları olduğu da iddia edilmektedir. Ancak literatüre baktığımızda çocukların toplumunda gerçek psikiyatrik hastalık ya da davranış bozukluğu olan hasta oranı düşük olup gündüz idrar kaçırma ve gece yatak ıslatmaya eşlik ettiği düşünülen, buna yönelik bir psikiyatrik hastalık veya davranış bozukluğu bildirilmediğini görmekteyiz.
Son yıllarda yapılan bazı çalışmalarda psikolojik bozukluğun gece yatak ıslatma ve gündüz idrar kaçırmaya değil, yatak ıslatma ve gündüz idrar kaçırmanın bazı davranış bozukluklarına neden olduğu gösterilmektedir. Enürezisi tedavi edilen çocuklarda olumlu psikolojik değişikliklerin gözlenmesi altta yatan psikopatolojinin idrar kaçırma değil de yatak ıslatma ve gündüz idrar kaçırmanın bazı psikolojik rahatsızlıklara neden olduğu görüşünü desteklemektedir.
Gündüz inkontinansı ve enürezis olan çocukların psikolojik test puanlarına baktığımızda çıkan sonuçlarda anormaldir, ancak ilginç olan, bağırsak ve / veya mesane sorunları çözüldüğünde psikolojik test puanlarının bununla birlikte normale dönmesidir. (Sureshkumar, 2009; Joinson 2007.)
Bu bozuklukların altında psikolojik faktörlerin yatmasından çok psikolojik rahatsızlıklara neden olduğu açıktır. Bu da çocukta, inkara, içselleştiren psikolojik davranışlara dönüşebilen zayıf öz saygıya, depresyona, utanca ve kaygı bozukluklarına sebep olmaktadır. Peki siz ebeveyn olarak böyle bir kaygınız olduğunu hayal edebiliyor musunuz?
İstatistiklere baktığımızda;
- Yatak ıslatan çocukların %30'unun, psikiyatrik bozukluk kriterlerini ıslatmayan çocuklara göre 2-4 kat daha yüksektir. (Von Gontard, Neveus 2006)
- Ebeveynleri tarafından cezalandırılan enüretik (gece yatak ıslatan) çocuklar depresyon ve düşük yaşam kalitesi sergilemektedir. (Al-Zaben 2014)
Ebeveynler olarak, çocuğunuzun idrar kaçırdıklarını tespit ettiğiniz zaman endişe etmemesiniz. Altını ıslatan çocukların azarlanması, desteklenmemesi veya suçlanması bu durumu düzeltmeyip tamamen tedaviye dirençli hale getirebilmektedir. Bu yaklaşımlar problemi ortadan kaldırmayacağı gibi daha da şiddetlenmesine, çocuğun özgüveninin zedelenmesine ve benlik algısının azalmasına neden olabilir. Oysaki bu duruma en çok üzülenin çocuk olduğu göz ardı edilmemelidir. Aileler bilmelidir ki alt ıslatma çocuğun bir suçu değildir. Tam tersine bu tip bir durumla karşılaşıldığında çocuğunuzun yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz. Çocuklarda altına kaçırma problemi; tedavi edilmeden geçer düşüncesi aileler tarafından benimsenmemeli çocuğu destekleyici biçimde tedaviye başlanmalıdır.
Çocuğunuzun bu tip problemleri varsa mutlaka çocuk üroloğu ve pelvik taban fizyoterapisleriyle görüşmelisiniz. Çocuklar bu problemlerle baş başa bırakılmamalıdır. Unutmayın, zinciri kırmak istiyorsanız tohumları atmaya başlamalısınız. Siz tohumları atınca hayat hemen suluyor, yeşertiyor.
Fizyoterapist Ece Zeynep Saatçi